18 Ağustos 2007 Cumartesi

ALMAN FİLM YILDIZI KATIA RIEMANN İLE RÖPORTAJIM

Katja Riemann


KATIA RIEMAN çok başarılı bir film yıldızı...Pek çok ödüle aday gösterilmiş... Jazz tutkunu... Kadın hareketleri temsilcisi,Tiyatro oyuncusu... Eve Ensler’in yarattığı ve tüm dünyada sürdürdüğü, benimde Türkiye’de sürdürmeye çalıştığım VDAY hareketlerinin bir parçası... Dünyanın pek çok yerinde yapılan etkinliklere gönüllü olarak katılıyor...Onunla bir araya geldiğimizde konu hep müzik üstüne oldu... O tam bir müzik aşığı ve oyunculuğunuda bu yönde kullanıyor...-Müziğinizi BANDİT grubuyla yapmaya nasıl karar verdiniz?Aslında müziğimizi Bandit grubuyla yapmak bizim için çok değişik bi fikirdi...Yapmak istediklerimi,zi oluşturduk demolarımızı hazırladık ve gönderdik...Gelen cevap inanılmaz sertti...Yasmin Tabatabai, Nicoletta Krebitz ve ben bir araya geldik... Tiyatroculuğumuzdan yola çıkarak textlerimizi hazırladıkFilmlerdeki en büyük başarının müzikten olduğunu bildiğimiz için herşeyi çok ince düşündük..Weanın teklifini kabul etmemiz yarım yılı aldı...Ve albümümüz 250.000 sattı...-Lirik güzelleme ye ne zaman karar verdiniz? Ve sesinizle ne zaman birleşti...Makaleler,hikayeler,şiirler,şarkı sözleri,günlük ve senaryolar....Bütün bunları önce zihnimde toparlıyordum..sonrada sözcüklere döküp kağıt üstüne aktarıyordum...Lirik güzellemeyi başaracağımı bilmiyordum...sadece şarkı sözleri sonrada onların üzerlerine bir şeyler çalmaya çalışıyordum..Dinlediğimizde inanılmaz şeyler çıktı..ve artık hazırdı..Ses kirişlerim tam değildi...Sesimin üzerine 7 ses akortu denediler..Sesim klasik stilde değildi...Tiyatroda konuşmayı biliyordum yalnızca....Münihdeki Falckenbergschul dan bir müzik öğretmeni 30 yaşından sonra bana müzik öğretmeye kalkıştı...Müzik öğretmenimden deliler gibi korkuyordum ve bu amaçla hastahaneye bile gittim...Berlindeki şan hocam bana biraz cesaret verdi....Sesim kısılsa bile şarkı söylemem gerektiğini söyledi...Kendimi asla caz şarkıcısı gibi düşünmedim.Ama oyunculuğumu hiç unutmadım.Hislerimle çıkardım bütün o sesleri....-Nasıl SPV ye geldiniz?Bir gün şimdiki Octett geldi ortaya...Konser vermek istiyorduk.Demo istediler,gönderdiğimiz organizatör plak olmazsa turne yok dedi.Ben grupta hem trompet çalıyordum hemde idareciydim.Michael Merkelbach plak şirketi aramaya başladı.Herkes caz mı olmaz öyle şey diyordu..Kırmızı şarap içenler için müzik yapın...’robbıe Wıllıams gibi yapın ‘dediler...O arada Frank Sinatra albümü yok satıyordu...Bizim plağı satacak birine değil,dükkanında teşhir edecek birine ihtiyaç vardı...O sırada Manfred Schıtz le tanıştım ve her şey yoluna girmeye başladı..Berlinde Soultrave de konserlere başladık..Artık canlı müzik de yapabilecektik...-Hangi müzikten ilham aldın?Kendince müzikte önderin var mıydı?Müzikte hiç bir modelim yok.Kendi yolumu kendim bulmak istiyorum.Biri gibi olmak onu taklit etmek değil,kendimin nasıl olduğunu bulup çıkarmak istiyorum.Hayatımın her döneminde dinlediğim müzik türleri var...Evimizde annemi çok üzdüğü için klasik müzik dinlemedik..Ben BEATLES,ELA FİTZGERALD,BİLLİE HOLLIDAY,LOUIS ARMSTRONGla büyüdüm..Sonra CROSBY,STİLLS,NASH AND YOUNG,PİNK FLOYD’la ....Şimdi ise SALVADOR ve BENJAMIN BİBLEY dinliyorum..Fransız müziğine deli oluyorum...-Niye anadilinizdeki almanca şarkılar favori değil?Sana söylediğim gibi ben OKTETT’imi plak doldurmak için değil konser için biraraya getirdim..’Nacht Blende’ şarkılarını yeniden aranje etsem nasıl olur sorusundan yola çıktım...Bilgisayar ortamında değil canlı gitarla çalınmış parçalar...6 parçadan oluşan Nacht Blende’ye Favorıtes adını verdik..Konserlerimiz almanca başlayıp ingilizce devam ediyor...

Hiç yorum yok: