18 Ağustos 2007 Cumartesi

SADDAM REJİMİNDEN KAÇAN KADIN HAREKETLERİ ÖNCÜSÜ YANAR MOHAMMED İLE RÖPORTAJIM

Bu sayıda benim için çok ilginç ama çok önemli bir kadını tanıtmak istiyorum. Saddam dönemi eşi ve oğluyla Iraktan kaçmak zorunda kalan Irak’ta Kadınların Özgürlüğü Örgütü üyesi Yanar Muhammed’ti. 1993 yılında Irak’tan zorunlu olarak ayrıldı. Kanada’ya yerleşen Muhammed, burada diğer ıraklı kadınlarla birlikte Iraktaki Kadınların Haklarını Savunma örgütü için çalışmaya başladı ( 1998 ). Iraktaki 250’den fazla kadını ölümden kurtardılar. 1998, 1999 ve 2002 yıllarında DIWR örgütünün koordinatörlüğünü üstlendi. Örgüt ismini 2004 yılında Kadın Özgürlüğü Organizasyonu olarak değiştirdi. Yanar Muhammed şu anda bu örgütün sesi durumunda ve aynı zamanda Al – Mousawat yani Eşitlik gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Aslında Yanar Muhammed kolunun altında birçok karpuz taşıyanlardan. Editörlüğüne ve Sivil Toplum örgütündeki görevine ek olarak, Hukukçu olan Yanar aynı zamanda bir artist ve mimar. Yanar Muhammed; Cesur, gözüpek ve açıkça konuşan bir Sivil Toplumcu, Kalemi pek bir gazeteci. Öyle ki biri Sahaba Ordusu olarak bilinen İslamcı Gruptan olmak üzere, gelen sayısız e-posta ölüm tehditleri bile onu durdurup, tereddüt ettirmiyor. Sadece Uluslararası Af Örgütü, CPA ya da IGC’nin kadınların ve kadın hakları savunucularının tam anlamıyla korunmalarını sağlamak için savaş başlatıyor. Kısacası cesaretin, umudun, anlayışın ve dirençin bittiği yerde Yanar Muhammed başılıyor.AMF:h’un son seçim kampanyasının en önemli kozlarından biri de Dünyadaki Kadınlardı. Bush hükümetinin politikası ve uygulamaları Irak kadınlarının yaşamlarına nasıl tesir ettiler?YM: Bush politikasının en önemli etkisi maalesef artık Irak’ta güvenlik yani emniyetin olmaması.Amerikalılar polisi, orduyu ve hükümet servislerini yok etti. Bütün sivil enstitüler kapatıldı. Oluşturulan Koalisyon ( CPA ) alelacele kanunu değiştirdi ve askerlerin yaptıklarından dolayı direkt sorumlu tutulamayacağı maddesini eklediler. Ama hala kanunlar namus cinayetlerini koruyor. Bu nasıl kadınları korumak ? Korku Irak kadınlarının günlük yaşamının bir parçası. Hareket eden hedefler. Kaçakçılığın tam ortasındalar. Şimdi birde artan rakamlarda kadınlar seks kölesi olarak satılıyorlar. Savaşın başında Iraklı kadınların fiyatı düştü. Bir kadın en az 100 dolara satılıyor, eğer bakireyse 200 dolara alınıyor....AMF Peki devam eden işgal ve saldırılar ?YM: Saddam rejimi devrildiğinden beri halk iş arıyor. İşsizlik, işgalin başarısızlığının 2. semptomu. Kamu hizmetleri çöktü ve özel sektör ise ortalarda yok. İşsizlik özellikle biz kadınları etkiledi. Yapılabilecek birkaç iş te erkeklere verilmeye başlandı. Bir de savaş sırasında çok kadın dul kaldı. Ve birçoğu için çalışmak ve tek ebeveyn olmak yeni bir şey. Bu kadınlar için hem iş bulmak zor hem de savaş başladığından beri 1,5 senedir sosyal güvenlikleri yok.Steven Spears, dul ve boşanmış kadınlara acil durum için yardım parası verilmesini önerdi ama ne bu para ne de sosyal servisler açıldı. İşgalden önce, ABD’nin ekonomik ambargosu vardı. En azından hala yiyecek yemekleri var. Iraklılar açlıkla uğraşmıyorlar, sadece artık arttırıp birikim yapamıyorlar. Ve bir de enflasyon eklendi, bütün bu sorunlara, savaşın başladığı günden beri enflasyon 5 kat arttı. Hükümet kontrolü diye irşey yok. Herşey karaborsada alınıp satılıyor.AMF Amerikan işgali, yükselen aşırı tutucu dinci politikaya nasıl etki etti?YM: Saddam’ın rejimi islamcılarla flört ediyordu. Şimdi İslamcılar her yerdeler. ABD bunları destekliyor. İslamik gücün yükselişi Amerikan işgaliyle başladı. Sonuç olarak hükümet içindeki mevcudiyetleriyle ilgili kanun çıkarttılar.Petrolden sorumlu bakanlık ile eğitim bakanlığı İslamcıların kontrolünde, Amerikanların deseği ile... Bu da demek oluyor ki kadınlar üzerindeki baskı artıyor. Mesela Peçeyi zorunlu hale getirdiler ya da 6. sınıftan sonra kızların okulu bırakması için baskı yapılıyorBu grupların gereksiz yere destekçileri var. Halk bu gruplarla işbirliği yapıyorlar. Çünkü bu gruplar onları koruyup, en basit ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Yiyecek ve güvenliği sağlayacak birilerini istiyorlar. Irak halkının politik ideoloji kaygısı yok. Birçok açıdan, İslamcılar güvenliği sağlayacak güçleri var. Hem İran hem de Suudi Arabistan tarafından destekleniyorlar.Sünni üçgeninde Suudi desteğiyle, Vahabilerin çok güçlü bir durumları var. Kadınların saçının ucunu göstermeleri yasak. Bölgede Şeriat Kanunları geçerli. Para ve güç var ama en önemli olayları Uluslar arası düzeyde Amerikanlara karşı kampanya yürütmeleri. Vahabiler’e göre Amerika en büyük Satan ve bir an önce bu Şeytan’dan kurtulunmalı. İran ise farklı bir strateji benimsedi. İran İslam Devrim Konseyini destekledi ki bu konsey de hükümette rol almaya çalışıyor. Aynı zaman da Mukteda El Sadr ve yandaşlarını da destekliyorlar. İran tabiki Irak’ın İslami Cumhuriyet olmasını ister, İslamı uygulamak için bir model yaratmak için. Tüm komşuları olacakları bekliyor. Türkiye, kürtlerle ilgili, Suriye sınırları, İran islamcıları desteğiyle ve Suudiler de Vahabileri destekleriyle. Bu komşuların çoğu kadın düşmanı tavırlarını paylaşıyorlar. AMF: Tüm bunların kadınların hayatlarına etkisi ne olur?YM: Kadınların vücutları ve özgürlükleri her politik partinin işinin bir parçası durumunda. Irak tam bir Labaratuar gibi, ideolojik bir olgu getir ve sonuçlarını gözlemle. Örneğin Vahabiler birçok alanda operasyon var, ilk aşaması aile ilgili. Böl ve ele geçir. Çoğu Iraklı bu ideolojiyi desteklemiyorlar. Fakat Vahabilerin gücüyle kimse başa çıkamıyor. Bunun için Politik gruplara ihtiyaç duyuyorlar ve Amerikalılar da bu tepki gruplarını destekliyorlar. AMF Amerikalılar diğer organizasyonlara karşı çekingen kalıyorlar mı?YM: Korkusuzca, hiçbir oluşumu engellemiyorlar. Ama desteklerini verdikleri gruplar, daha aşırı dinci ve muhafazakarlar. Irak halkının zorunlu seçimi değiller.Savaş öncesinde Kadın hakları için organize olamazdık, ama kadınlar daha güvendeydi. Saddam rejimi zamanı politik oluşumlar yoktu. Amerikan işgalinden sonra da durum aynı. Eğer Amerikalılar kanlı Saddam diktatörlüğünden kurtulmak istedilerse, Irak halkının Saddama karşı ayaklanmalarını destekleselerdi. İşgaller ve dış müdahaleler Irak’a kesinlikle barışı getirmezler. Kadınlar islami kıyafetlerini giymeleri için tehdit ediliyorlar. Bu Saddam zamanında yoktu. Zamannında medya da, bakanlıkta çalışan profesyonel kadınlar iş bulmakta zorlanıyorlar. Muhafazakar ideolojileri kadınlara benimsetmeye çalışılıyor. Artık daha çok dul kadın var. Ve tabi ki en ciddi sorun namus cinayetleri devam ediyor. 500’den fazla kadın savaşın başından beri ya kaçırıldı ya da tecavüze maruz kaldı. Çoğu da Arap ülkelerinde hotellerdeler.AMF:Organizasyonunuz ne gibi aktiviteler düzenliyorlar ?YM: Biz tüm bunları güçlü bir politik ses olmak çabasındayız. Üyeliğimiz düzenli toplantılarla devam ediyor. Kadın Hakları ve politik olaylar üzerinde çalışmaktayız. Üyelerimizin çoğu daha gür sesli ve daha aktif olmaktalar. Yeni katılan kadınların çoğu kendi cemiyetlerinde ve organizasyonda üst düzey görevlere talip oluyorlar. Bizim ilk ve en önemli projemiz kadınlarımızın koruyucuları olmak. Bu tek projemiz değil. Bunlara ek olarak namus cinayetleri ve kadına karşı şiddet te takvimimizde bunlar daha fazla böyle devam edemez.AMF:Sığınaklarda şiddete için tehdit var mı ?YM: 4 ay sonunda önemli hiçbir saldırı ya da tehdit olmadı bize karşı. Çalışanlarımız için yüksek stress ve baskı en büyük sorunumuz. Yetenekleriyle doğru orantılı insanlara ulaşmakta zorlanıyoruz. Örneğin Biz travma konusunda uzman bir doktor arıyoruz. Bir kadın doktorla görüştük. Ama bu kadın da namussuz kadınları hor görüyor. Doğru kombinasyonu bulmak oldukça zor oluyor. Hem işinde iyi hem de açık görüşlü olacak. Şimdiki koordinatörümüz Hadil, eski bir müşteri. Hadil ve sevgilisi Bağdatta aileleri tarafından aranıyordu. Çünkü kaçmışlardı. Şimdi Bağdat ofisinin sorumlusu. Bizim servislerimizden faydalanmak için gelen kadınlarla ilgilenmek için en uygun kşi Hadil. İnanılmaz bir anlayışı var.AMF Dünyadaki yandaşalrınızdan ne tür yardımlar beklemektesiniz. ?YM: Kimse bizi Irak’ın içerisinde çalışırken görmek istemiyor. CPA ve yeni hükümet mali açıdan bizi desteklemek istemiyorlar. Bu uluslar arası bir vaka. Kadınların hakları sınırların ve sınıfların arkasında gelişmeye çalışıyorlar. Tüm dünyadan finansal olarak yardım beklemekteyiz. Gerçekten güçlü ve etkili olmak için ayda 5000 dolara ihtiyacımız olmakta. Şiddet ve kadın hakları konusunda tecrübeli ve aydın görüşlü çalışma arkadaşlarına ihtiyacımız var. Irak’ta şu anda, fakirlik, izolasyon ve yozlaşma hüküm sürmektedir. Tüm bunlar kadınlara karşı uygulanan veya uygulanmak istenen katı kuralları beslemektedir. Bush kadınlar için değil, kadın suistimali ve kadın tahribi için ayakta duruyor.

Hiç yorum yok: